Bolu Belediye Başkanı; ALAADDİN YILMAZ

Bolu Belediye Başkanı; ALAADDİN YILMAZ

Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte merak ettikleriniz.

  • Alaaddin Yılmaz kimdir, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Elbette… 1952 yılında Seben’de, Değirmenkaya köyünde dünyaya geldim. Yoksul ama mutlu bir aile ortamında büyüdüm. Yoksulluk derken, hayal edin… Değirmenkaya’da okul yoktu, tek göz evimizde başka oda yoktu, kahvaltıda ekmek yoktu, nüfus kağıdında çiftçi yazan ailemin kendine ait bir dönüm arazisi bile yoktu. Tüm bunlara rağmen, yüreğinde inanç, umut, mutluluk, azim ve okuma isteği olan bir çocuktum. Allah, kulları için yazgısını yazar; yolunu açar ama o yolda nasıl yürüyeceği biz kulların iradesine, emeğine ve azmine bağlıdır. Bizim köyde okul olmadığı için, ilkokul çağına giren çocuklar ilk 3 yıl eğitim için caminin kenarında düzenlenen bir odada eğitim alıyordu. Oradaki öğretmen de ‘yaşı tutmuyor’ diyerek beni kabul etmiyordu. Ama ben daha ısrarlı çıktım; o beni sınıftan attıkça ben geri geldim. Sonunda dayanamayıp, erken yaşta olmama rağmen beni de kabul etti. O 3 yılın sonunda, köyümüzden 13 km uzaktaki Seben’de bulunan okula gitmeye başladım. O zamanın şartlarında bırakın arabayı, eşeğimiz bile yok… Okula gidip gelmek için 26 km yol yol yürüdüm. Kışın gitmek zor olduğu için orada yakın olduğumuz bazı aileler bizi misafir etti. Sonuçta 5. sınıfı bitirerek, ilkokuldan mezun oldum. Ama daha ilkokuldayken, okul masraflarımı balta sallayarak, odun kırarak kendim çıkardım. Şimdi olduğu gibi çocukken de hayat yolunda yürümeyi değil, koşmayı sevenlerden oldum. Ortaokulu okuyabilmek için köyümüzden ayrıldım. Babam beni, hiç tanımadığımız halde okumak istediğim için bana evlerinin kapısını açan, bugün dahi minnetle ‘Hasan Dayım’ ve ‘Emine Teyzem’ olarak andığım yaşlı bir çiftin evine yerleştirdi. O sırada, öğretmen okulu sınavları başlamıştı. Köy Enstitüsü muadili olan Kızılçullu okulunu kazandım. Bildiğim kadarıyla ilk karma eğitim sistemine giren öğrenciler de biziz. Ortaokul ve lisenin birleşik okunduğu Öğretmen Okulu’nu 6 yılda, başarıyla tamamladım. Tayinimi isterken, öğretmen açığı bulunan, doğum yerim Seben’i seçtim. Doğduğu köyde tek bir okul dahi olmayan ben, Seben’e ilköğretim okulu öğretmeni olarak dönmenin gururunu yaşadım. 1972 yılında tekrar eğitim diyerek, Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’ne başladım ve 1976 yılında akademiden birincilikle mezun oldum. 1976-1977 yıllarında Zirai Donatım Kurumu Adapazarı Müessese Müdürlüğü, 1978 yılında Sakarya D.M.M Akademisi uzman mühendislik kadrosunda araştırma görevlisi olarak görev yaptım. 1980 yılında askerlik görevimi tamamlamamın ardından, 1983 yılına kadar serbest mühendislik ve taahhüt işleri ile meşgul oldum. 1983-1986 yılları arasında Suudi Arabistan’da İnşaat Mühendisi olarak çalıştım. 2004 yılından bu yana da Tabiatın Kalbi Bolu’nun Belediye Başkanı olarak, halkımıza hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyorum.

  • Belediye başkanı olmayı ilk ne zaman düşündünüz? Buna yönelik çalışmalarınız neler oldu?

Ben kendimi bildim bileli bir Bolu aşığıydım. Maddi açıdan çok zor şartlar adlında büyümeme rağmen Bolu’nun cennet doğası, yüce gönüllü insanları ve içimdeki okuma aşkı sayesinde hiçbir konuda bir eksiklik yaşamadığım gibi manevi açıdan da hep beslendim. Bana mutluluk ve kendini mesleğine adamış öğretmenlerimiz sayesinde iyi bir temel eğitim veren şehrime, ben de her zaman borcumu ödemeyi istedim. İnşaat mühendisi olarak çalıştığım yıllarda Suudi Arabistan, Mısır, İspanya, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika ve Brezilya gibi birçok ülkenin çeşitli kentlerinde, şehircilik ile ilgili pek çok gözlem ve inceleme yapma imkanım oldu. Dünyayı gezdikçe, Bolu’nun Allah’ın bir lütfu olan eşsiz tabiatını, dört mevsimi ayrı güzellikte yaşayan bir kentin nimetini bir kez daha, ama bu kez daha profesyonel bir gözle takdir edebildim. Yurtdışı görevlerimin ardından Türkiye’ye geri döndüğümde, bütün kazanımlarımı Bolu için değerlendirmek istedim. 10 yıl Bolu Belediyesi’nde meclis üyeliği yaparak, belediyecilikle ilgili büyük deneyim kazandım. 2001 yılında AK Parti’nin kurucuları arasında yer aldım. 2004 yılı yerel seçimlerinde, AK Parti tarafından Bolu Belediye Başkanı olarak aday gösterildim. O tarihten bu yana da Tabiatın Kalbi Bolu’nun Belediye Başkanı olarak, halkımızın hizmetkarı olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Bolu Belediye Başkanı olarak, ilk sözüm şu oldu: ‘Bolu sanayi kenti olmayacak, turizm şehri olacak.’ Bolu’nun cennet doğasına sahip çıktım ve ilk projemden, Bolu’nun geleceğini çizen vizyon projelerime kadar, 13 yıl boyunca, Bolu’yu doğa, spor,  sağlık, kongre ve kültür turizmi kenti yapmayı hedefledik. Turizmde doğamızla uyumlu bir cazibe merkezi oluşturmaya çalışıyoruz. Bolu’nun 50 yılını planladık. İlk dönemim benim için çıraklık dönemiydi… İkinci dönemim ise kalfalık dönemim. Bugün artık, çok daha fazla üretmem gereken ustalık dönemimdeyim. Belediyemiz için halkımız, ‘Proje Fabrikatörü’ diyormuş. Evlatlarımıza gurur duyacakları bir şehir, bir ülke bırakmak için hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Nihai amacımız, Bolu’yu dünyanın en yaşanabilir ilk 10 kenti arasına yerleştirmek. Bu şehir, bunu hak ediyor.

  • Bolu’yu ‘Dünyanın en yaşanabilir 10 şehri arasına yerleştirmek’ hedefinizden bahsettiniz. Bu amaca uygun olarak tamamladığınız veya sürdürdüğünüz projelerden bahseder misiniz?

Aslına bakarsanız, Bolu’da bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz tüm projeler, hep bu idealin parçasıydı. Belediyecilikte en zor, en riskli bölüm alt yapı yatırımlarıdır. Biz Bolu’da yıllardır ihmal edilen temel sorunları çözdük. Zor yılları geride bıraktık artık. Burada bize en büyük gücü Bolu halkı verdi. Bolu’yu dünya şehri için yapmak amacıyla çizdiğimiz resimdeki işlerin yüzde 70’ini tamamladık. Sıra artık geri kalan yüzde 30’u tamamlamaya geldi. Ama hala Bolu için hala çok büyük hedeflerim var, bu yol uzun bir yol. Bolu’nun, hem ulusal hem de uluslararası arenada tanınması için çalışıyoruz. Bolu sahip olduğu muhteşem turizm potansiyeli ile tüm ülkelere, tüm yaş gruplarına ve spor dallarına hitap edecek bir özelliğe sahip. Bolu’yu dünya kenti yapmak üzere hazırladığımız stratejiye uygun projelerimizi teker teker hayata geçiriyoruz. Vizyon projelerimizden birkaçını şöyle sıralayabilirim:

GÖLCÜK TABİAT PARKI: Bolu’nun gözbebeği Gölcük Tabiat Parkı, Bolu Belediyesi’nin 2013 yılında işletmesini devralmasıyla birlikte, doğa aşıklarının ilk adreslerinden biri oldu. Belediye’nin, Gölcük Tabiat Parkı’nda doğal hayatı koruma ve kullanma dengesi gözetilerek yürüttüğü projelerle 2 yıl içerisinde 5 milyon liralık yatırım yapıldı. Bolu Belediyesi’nin Gölcük’ü devralmasıyla birlikte Tabiat Parkı’nda değişim başladı.  Türkiye’nin gözbebeğine, alt yapı, peyzaj ve çevre düzenlemesi yaptık. Parkımızı baştan sona çevrelediğimiz LED aydınlatma sistemi ile,vatandaşımızın huzur içinde gece gündüz gezebileceği hale getirdik. Piknik alanlarını yeniden dizayn ederek, doğaya uyumlu ve parka zarar vermeyecek hale getirdik. Artık Gölcük’te ziyaretçilerimiz kış mevsiminde de piknik yapabiliyor. Barbekü alanları ile yer ateşinin önüne geçtik. Oturma gruplarını tamamen doğal malzemelerden ürettik. Gölün dibindeki balçık ve çamuru temizledik. Belli aralıklarla itfaiye ekibimizdeki balık adamlarımızla temizlik yapıyoruz. Gölcük Tabiat Parkı, göle diktiğimiz 54 çeşit nilüfer ile başka bir güzelliğe daha kavuştu. Gölcük’teki değişim hemen göze çarptı, bölge yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı. Gölcük’ü yılda bir milyon ziyaretçi ağırlayan bir tabiat parkına dönüştürdük. Yaptığımız 5 milyon liralık yatırımın her kuruşuna değdi. Gölcük Tabiat Parkı, artık dünyada turizm markası olma yolunda ilerliyor. Gölcük sadece Bolu’nun değil Türkiye’nin turizm markası.

GÖLCÜK TELEFERİK PROJESİ: “Bolu Belediyesi’nin Gölcük Tabiat Parkı’nda doğal hayatı koruma ve kullanma dengesi gözeterek hazırladığı yeni projesi kapsamında yapılacak teleferik ve dağ kızağı ile bölge araç trafiğinden arındırılacak. İhaleye çıkarılan ve yatırımcılarını bekleyen ‘Gölcük Teleferik Projesi’, Karacasu Termal Turizm Merkezi’nden Gölcük Tabiat Parkı’na ulaşımı kolaylaştıracak. Teleferiklerin 8 koltuklu, 63 kişi kapasiteli ve gondol tarzında olması planlanıyor. Kuş uçuşu 500, eğimli uzunluğu ise 3258 metre olacak teleferik hattı ile Karacasu-Gölcük arası seyahat süresi 9 dakikaya inecek. Projenin 2018 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor.

DAĞ KIZAĞI PROJESİ: Gölcük-Karacasu Yaylası Dağ Kızağı Projesi ile de yaklaşık 3 kilometrelik engebeli arazi sadece dakikalar içinde kat edilecek. Yamaç kızağı, güzergah uzunluğu ile dünyadaki örnekleri arasında başı çekecek. Yaklaşık 100 adet kazık çakılarak yapılacak proje ile, 30-40 kilometre hızla yokuş aşağı seyahat süresi 4 dakika 42 saniye, yokuş yukarı seyahat süresi ise 7 dakika 8 saniye olacak. 9 milyon liraya mal olacak ancak kendi kendini amorti etmesi beklenen projenin yıl sonunda bitirilmesi planlanıyor.

BÜYÜKSU DERESİ SU SPORLARI VE SAHİL PROJESİ: ‘Tabiatın Kalbi Bolu’da, deniz özlemini giderecek dev bir proje de hayata geçiriliyor. Bolu Belediyesi’nin temizleme çalışmaları sonucu canlı yaşamına yeniden kavuşan 21 bin 660 metrekarelik Büyüksu Deresi, şehir ve suyu çağdaş bir çehrede yeniden buluşturacak. Proje bitiminde oluşacak Büyüksu Göleti’nde kano yarışlarının yanı sıra tüm su sporları yapılabilecek. Yüzülebilecek bir sayfiye ve rekreasyon alanı oluşturulacak.

KARACASU TERMAL TURİZM MERKEZİ: Yapımı planlanan Karacasu Termal Turizm Merkezi, 2000’li yılların yeni Karlovy Vary’si olmaya aday. Karacasu Yolu bölgesinde, Çakmaklar Çamlığı’nın batıdan Güney Çevreyolu’na kadar olan kısmında yapımı planlanan 85 dönümlük Sportif Kamp Merkezi’nin, sporun her dalının doğa ile iç içe icra edilmesini sağlayacak bir çekim alanına dönüştürülmesi planlanıyor. Ormanla bütünleşmiş fizik tedavi kampus alanı, termal turizm temalı odaklar, kaplıcalar ve sağlık merkezleri bu bölgede yer alacak. Off-road, moto-cross ve velodrom alanları ile bölge,  spor turizminin de çekim noktası olacak. Kentin güneyinden Karacasu’ya kadar uzanan 2 milyon metrekarelik söz konusu koridorda, Bolu merkezden taşınacak Yeni Stadyum bulunacak.

KARAÇAYIR OLİMPİK SPOR KOMPLEKSİ: Tüm sporların yapılabileceği doğa ve iklim koşullarına sahip dünyanın ender kentlerden Bolu, açık ve kapalı spor alanları ile bir cazibe merkezi oldu. Karaçayır Olimpik Spor Kompleksi, tüm olimpiyat sporlarının geniş katılımlı yapılabileceği bir potansiyele sahip olacak. 3 bin kişilik kapalı spor salonunun yanına kurulacak tam olimpik yüzme havuzu tamamlanmak üzere. Karaçayır Olimpik Spor Kompleksi, atletizmden buz hokeyine, tenisten cirite, golften yüksek atlamaya, velodromdan haltere kadar uluslararası dev organizasyonlara kapılarını açacak, tam kapasiteli bir olimpik spor kompleksine dönüşecek. Karaçayır’da, olimpiyatlarda Türkiye’ye nice madalyalar kazandıracak Türk sporcuların yetişmesi için çalışmalar yapılacak.

BOLU KÖROĞLU DOĞA VE MOTOR SPORLARI MERKEZİ: Bolu, dünya motor sporlarının da kalbinin attığı şehir olacak. Çakmaklar Mevkii’deki 80 dönümlük araziye kurulan “Bolu Köroğlu Doğa ve Motor Sporları Merkezi”, ‘Türkiye Trial Şampiyonası”nın yanı sıra, uluslararası düzenlenen tüm off-road ve motocross şampiyonalarına da en iyi şekilde ev sahipliği yapabilecek kapasitede. Bolu Köroğlu Doğa ve Motor Sporları Merkezi, sadece yarışçılara değil, doğada keyifli bir gün geçirmek isteyen tüm vatandaşlara da hizmet veriyor.

MUSLUKLARDAN SAĞLIK AKACAK, ‘KARADERE PROJESİ’: Karadere suyu musluklara ulaşacak; Bolulular Türkiye’nin en sağlıklı suyunu içecek. Karadere suyunun tünelle Bolu’ya aktarılması için sürdürülen proje hızla ilerliyor. Proje kapsamında,  Bolu’ya yaklaşık 45 kilometre uzaklığındaki Karadere mevkiinden açılan 3.5 km uzunluğundaki tünel ile evlere memba suyu ulaştırılacak. Tünel, Çele Barajı ile de birleşecek. Karadere ve Çele Barajı projesinin gerçekleşmesiyle birlikte Bolu’nun suya ihtiyacı kalmayacak, su konusunda gelecek garantisi sağlanmış olacak.

ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÖROĞLU PARKI: Bolu Belediyesi, Türk Dünyası’nın birlik ve beraberlik sembolü olacak ‘Uluslararası Türk Dünyası Köroğlu Parkı’ projesini hayata geçiriyor. Geçen yıl açılan ‘Uluslararası Köroğlu Heykeli ve Kaide Binası Tasarım Yarışması’nda birinci olan Kazak Mimar Yedil Tussibbekov ve Heykeltraş Murat Mansurov’un imzasını taşıyan heykel ve kaide binasının yer alacağı park, 75 bin metrekare bir alana yapılacak. Bolu’yu Türk Dünyası’nın kültür başkenti yapacak simgelerden biri olacak dev Köroğlu heykeli ise 15 Eylül 2018 gününe kadar tamamlanacak. Kaidesi ile birlikte 40 metre yüksekliğindeki Köroğlu heykeli, Bolu’nun her yerinden, hatta TEM Otoyolu’nda da görülebilecek. Seyir terasından yerli ve yabancı ziyaretçiler, Bolu’yu panoramik olarak da izleyebilecekler. Dev Köroğlu Heykeli Bolu’dan Türk dünyasını selamlarken; Uluslararası Köroğlu Parkı’nda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova gibi Asya’dan Anadolu topraklarına ve Balkanlara kadar uzanan 16 Türk devletini temsilen Köroğlu heykelleri yer alacak. Türk dünyası ülkeleri de bu sayede kendi Köroğlu efsanelerini yansıtabilecek. Türk dünyasının özelliklerini yansıtan bir kültür, sanat ve spor merkezi olması hedeflenen parkta, Köroğlu Müzesi, Türk Dünyası Araştırma ve Kültür Merkezi, kongre merkezi, spor ve at binme eğitimlerinin verileceği alanlar da yer alacak.

BİR ZAMANLAR BOLU’DA…: Bolu Belediyesi’nin kültürel zenginliği yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için hayata geçirdiği proje ile kentin tarihi bir adası oluşturulacak. ‘Bolu eskiden böyleydi’ denilebilecek, turizme dayalı ada çalışması çerçevesinde kentin eski bina modellerinin replikaları inşa edilecek. Örnek binalar içinde Eski Belediye Binası, Sultan Hamamı ve Camii de olacak. Tatbikat aşamasındaki Tarihi Ada projesi ile Bolu’ya ait olup da yok olan binalar, imitasyonları ile geleceğe taşınacak.

KONGRE TURİZMİNİ DESTEKLEYECEK PROJELER: Bolu, Ankara ve İstanbul arasındaki coğrafi konumu ile kongre turizminde de bu iki metropole alternatif sunma olanağına sahip. Özellikle Abant bölgesindeki tesisler ve yıl boyunca, seminer, sempozyum, panel gibi toplantıların düzenlenebileceği kaliteli oteller, kolay ulaşılabilen bölgeyi bir çekim merkezine dönüştürüyor. ‘Kuruçay Deresi’nin Islahı İle Küçük Sanayi Sitesi’nin Kentsel Dönüşümü ve ‘Kültür Park Projeleri’, Bolu Belediyesi’nin sanayi bölgesini Bolu’ya yakışır şekilde modernize ederek yaşam merkezine dönüştürme ve bu alanda kongre turizminin önünü açma hedeflerine odaklanıyor. D-100 ile birleştirilerek bir plan içine alınacak Küçük Sanayi Bölgesi, Bolu’nun yeni yaşam alanı ve kongre turizmi odağı olacak. Bolu kent merkezi ile bütünleşik, üst ölçekli ihtiyaçları karşılayabilecek yapıda gerçekleştirilecek tatbikat aşamasındaki kentsel dönüşüm projesi, Türkiye ve dünya genelinden yatırımcıları bölgeye çekecek.

YAŞLILAR KÖYÜ PROJESİ: “Dünyanın En Mutlu Yaşlıları” Bolu’da yaşayacak. Bolu Belediyesi’nin 32 milyon lira değerindeki ‘Yaşlılar Köyü Projesi’ yaşlıları yaşam merkezinde bir araya getirecek. Bolu merkezinde bulunan Sarıcalar mevkiinde 353 bin 260 metre karelik alanda inşa edilecek proje kapsamında, 188 adet bungalov, bir odalı veya dört oda-bir salonlu evler, yaşlıların kullanıma sunulacak. Yaşlılar Köyü’nde sağlık ocağı, ibadethane, market, kafeterya, restoran, çok amaçlı salon, spor tesisleri, yürüyüş parkurları ve hobi bahçeleri yer alacak. Yatırımcılarla görüşmelere başlanan projenin, dünyanın ilgisini Bolu’ya çekecek örnek bir proje olması hedefleniyor.

TÜRKİYE’DE İLK: NİLÜFER VE BONSAİ AĞACI ÜRETİMİ: Bolu Belediyesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak nilüfer ve bonsai ağacı üretim merkezini de hayata geçiriyor. 7 bin 300 metrekarelik alana inşa edilecek merkezde Bolu’ya uygun endemik nilüferler üretilerek, çoğaltılacak. Bolu’daki endemik türleri üniversite ile iş birliğine giderek koruma altına alan Bolu Belediyesi, 7 bin 300 metrekarelik alanda Nilüfer ve Bonsai Ağacı Üretim Merkezi’ni kuruyor. Merkezin bünyesinde bin 160 metrekarelik endemik nilüfer havuzu, bonsai ağacı üretim merkezi, alabalık havuzu, kafeterya, yürüyüş yolları ve özel üretim güllerinin sergilendiği alandan oluşacak.

EKO TURİZM VE GEN BAHÇESİ: Bolu’da doğal hayatı korumak için endemik bitkilere de sahip çıkılıyor. Bolu Belediyesi, sayıları 100’ü bulan endemik bitkileri ‘Endemik Bitkiler ve Gen Bahçesi Projesi’ kapsamında koruma altına aldı. Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile birlikte yürütülen Proje kapsamında Bolu’nun literatürdeki mevcut endemik bitki türleri listesine yenilerinin eklenmesi de öngörülüyor. Abant’taki turizm artışı nedeniyle risk altında bulunan Abant Çiğdemi ile,Ankara Çiğdemi ve Abant Çiğdemi’nin birleşmesinden oluşan Ala Çiğdem öncelikli olarak koruma altına alınan bitkiler arasında. Türkiye’de ilk olan bu proje diğer belediyelere de örnek oldu. Proje ile Bolu’ya ait bütün bitki türlerinin gelecek kuşaklara güvenli bir şekilde aktarılması hedefleniyor.

BEBEK MEYVE ORMANI: Bolu’da doğan her bebek için Bebek Meyve Ormanı’nda bir ağaç dikiyoruz. Bebek Ormanı her geçen gün büyürken, orman alanı içinde bulunan boş araziler ise kavun, karpuz, kabak, salatalık ve domates gibi ürünler, tamamen organik olarak yetiştiriliyor. Ormana her yıl ortalama 4 bin meyve fidanı dikiliyor. Bahçe, kendi adına dikilen ağacı ailesiyle ziyaret eden, hatta onun yemişlerinden yiyen çocuklarla daha da şenleniyor.

  • Bahsettiğiniz projelerinizin birçoğu sadece Bolu’da değil, tüm Türkiye’de de büyük ilgi gördü. Bunlardan biri de hem Türkiye’nin en çevreci atı su arıtma projesi hem de Bolu’ya adeta deniz getirecek olan Büyüksu Park Rekreasyon Projesi. Bu fikir nasıl çıktı ve projede hangi aşamadasınız?

Biraz daha açmam gerekirse, Büyüksu Projesi, Bolu’yu dünyanın en yaşanabilir kentleri arasına yerleştirmek için Belediyemizin oluşturduğu vizyon projelerinden bir tanesi. Projenin, şehrin geleceğini değiştirecek iki yüzü buluyor.

Kısaca özetlersek, Büyüksu Park Rekreasyon Projesi, Karaçayır Olimpiyat ve Spor Kompleksi’nin 4’üncü etabını oluşturuyor. Bolu’nun spor ve turizm şehri olmasına önemli katkı sağlayacak bu eşsiz proje sadece spor değil, sahil keyfi de vaat ediyor. Derenin 1 kilometrelik kısmı, 100 metre genişliğine varan gölet haline getirilerek, deniz kumuyla doldurulup, Türkiye’nin en büyük yapay plajı haline getirilecek. Burada vatandaşların yüzebilmesi ve güneşlenebilmesi için gerekli tüm teknik çalışmalar yapılacak. Projenin tamamlanmasıyla Bolu, su sporlarının cazibe merkezine dönüşecek. Göreve başladığımda, Büyüksu deresinde kirlilikten dolayı 40 yıldır hiçbir canlı yaşamıyor, hatta kokudan dolayı derenin yanından dahi geçilmiyordu. Bu sorunu ortadan kaldırmak için hızla çalışmaya başladık. Bugün artık Büyüksu’da balık tutmaya başladık. Ama yüzemedik. Çünkü yüzecek kadar su yoktu. Projemiz kapsamında setlerimizi de yaptık. Bolu, su sporları, kürek ve kano yarışlarının düzenlendiği sayılı iller arasında kendine seçkin bir yer edinecek. Büyüksu Park Rekreasyon Alanı’nda sosyal tesisler ve amfi tiyatro da inşa edecek.

Diğer yandan yine Büyüksu deresinde 41 milyon liralık, “İleri Biyolojik Atık Su Arıtma” Sistemi’ni içeren projemiz sayesinde, 2009 yılından bu yana “aktif çamur prosesi” ile temizlenen atık sular, tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi “ileri biyolojik arıtma” yöntemi ile temizlenecek. Böylelikle, azot ve fosfor arıtılmış sulardan tamamen temizlenecek. Yeni tesisimiz sayesinde Bolu nüfusu iki katına ulaşsa dahi atık suyun temizlenmesi konusunda yeterli kapasiteye sahip olacağız. Cennet Bolumuzdaki çevre kirliğini en aza indirip, gelecek nesillere daha temiz bir Bolu bırakacağız. Bu proje, 500 günde tamamlanarak 2018 yılı sonunda faaliyete geçecek.

  • Bolu halkına meslek edindirme amacıyla bir çok kurs imkanı sağlıyorsunuz. Bu kursların Bolu halkına faydalarını değerlendirebilir misiniz?

Bolu Belediye olarak, yaşam kalitesine önem veriyor ve ‘Önce Eğitim’ diyoruz. Bu nedenle ‘Hayat Boyu Öğrenme’ programı kapsamında hem sosyal ve kültürel alanlarda hem de meslek edindirmek amacıyla ‘mesleki ve teknik’ kurslar düzenliyoruz. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğümüz tarafından düzenlenen kursların hepsi tamamen ücretsiz ve dileyen tüm vatandaşlarımıza kapımız açık. Kurslarımız sonunda MEB onaylı verdiğimiz sertifikalar, vatandaşlarımıza öğrendiklerini kişisel gelişimlerinin yanı sıra, ekmek kapısı olarak değerlendirme fırsatı da sunuyor.

Kurslarımız, sadece Bolu’da değil tüm Türkiye’de büyük yankı uyandırıyor. Örneğin, Bolu’da, dünyada arıcılığın da kalbini oluşturacak ‘Arıcılık Okulu’ projemize tüm Türkiye’den, arıcılığı hobi ya da profesyonel düzeyde yürütmek isteyen vatandaşlarımızdan büyük talep geldi. Mesciler Köyü’ndeki “Bolu Arıcılık Okulu”nda, arı yetiştiriciliğinin tüm boyutları, teorik ve uygulamalı derslerle, 20 günlük eğitimler kapsamında, Türkiye’nin en deneyimli akademisyenlerinin katılımıyla öğretiliyor. Eğitimin sonunda öğrenciler, kendi başlarına arılı kovan hazırlayabilme, arı ürünleri elde edebilme, arı hasadı yapabilme ve arıcılık malzemelerinin bakımı konusunda uzmanlaşıyorlar. Eğitimin ardından sunulan “Sertifika” ise öğrencilere yeni iş imkanları sunuyor.

Mesleki ve Teknik kurslarımız arasında ayrıca aşçılık çırağı, pastacılık, iğne oyası, takı tasarımı, ev mefruşatı, nakış çeşitleri, filografi, tel kırma, telkari, kağıt rölyef, cam ve seramik boyama, ahşap boyama, dekoratif sabun, kat-sanat, okuma-yazma, işitme engelliler, bilgisayar kursu ve tiyatro gibi diğer eğitimler yer alıyor. Sosyal ve Kültürel Kurslarımız arasında ise Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, bağlama, gitar, ney, darbuka, ud, keman, piyano, resim, grafik, fotoğraf, hüsn-i hat, tezhip, minyatür, güzel sanatlara hazırlık, ses eğitim, tasavvuf müziği ve çocuk korosu eğitimleri bulunuyor.

 

  • Bolu için Belediye Başkanı olmadan önce dahi hayal ettiğiz ve bugün Belediye Başkanı olarak yaşama geçirdiğiniz projeler var mı?

Bu sorunuzu ‘Yeşil Yol’ ve ‘Dört Mevsim Bolu’ projelerimizle yanıtlamak isterim.

Yeşil Yol’un inşaası, ‘Tabiatın Kalbi’ olarak nitelediğim Bolu’muz için 23 yıl boyunca düşlediğim bir projenin başlangıç noktası. Bu proje, Bolu’nun geleceğine hem küresel hem yerel ölçekte ekonomik, sosyal, çevresel çok büyük katkılarda bulunacak. Proje kapsamında oluşturacağımız ‘Yeşil Koridor’ ile Bolu’yu ikiye bölen D-100 Karayolu’nu kentin dışına çıkartacağız. Böylelikle, şehrin ortasında 9,5 km uzunluğunda yemyeşil bir kuşak oluşturacağız. Yeşil Yol, dünyada şehrin tam ortasından geçen en uzun tek rekreasyon alanı olacak. Büyük tabloyu çizecek olursak, ana hedefimiz Ankara ve İstanbul arasında yer alan Bolu’yu, bir turizm kavşağı haline getirmek. Kentin şu anki giriş ve çıkış noktaları arasındaki bölümü tamamen trafiğe kapatarak, Tabiatın Kalbi’ne yakışır şekilde yeşilin hakim olduğu ve halkımızın nefes alabileceği bir yaşam merkezi haline dönüştüreceğiz. Proje içerisinde parklar, eğlenme, dinlenme, spor mekanları, yürüyüş ve bisiklet yolları,  alışveriş ve sanat merkezleri gibi farklı alanlar yer alacak. D-100’ün güneye alınmasıyla şehir içi trafik rahatlayacak; şehir içinden artık TIR ve kamyonlar geçmeyecek.  Böylelikle, Bolu’da ‘Kuzey’ ve ‘Güney’ diye farklılaşan iki bölgeyi, yeşil bir omurga ile birleştirip kentsel bütünlüğü sağlayacağız. Yeşil Yol, Bolu’nun geleceğine ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan çok büyük katkılarda bulunacak.

Bolu Belediye Başkanı olarak beni en çok heyecanlandıran bir diğer projem ise Tabiatın Kalbi’ni tüm dünyaya tanıtacak ‘Dört Mevsim Bolu’ Projesi. Bolu, dünyada dört mevsimin en güzel yaşandığı şanslı ve özel şehirlerden biri. Bolu’nun Seben’den Göynük’e, Mudurnu’dan Mengen’e, Dörtdivan’dan Gerede’ye, Kıbrısçık’tan Yeniçağa’ ya kadar her köşesi saklı cennet gibi. Hala biz Boluların bile bilmediği, görmediği, gitmediği nice güzel yerimiz var. Göllerimiz, yaylalarımız, dağlarımız ormanlarımız ve bitki örtümüz ile Bolu muhteşem bir şehir.  Ancak bu güzellikleri hakkıyla anlatan, gerçek potansiyelimizi yansıtan filmlerimiz yoktu. Çok uzun zamandır düşündüğümüz bir projeyi hayata geçirdiğimiz için mutluyuz. Proje ile Bolu’nun tabiat güzellikleri, ilk defa tüm ilçelerini de içine alacak şekilde, mevsimlere göre ayrı filmler halinde yansıtıldı. Her biri yaklaşık 10 dakikalık mevsim filmlerini içeren 4 tanıtım filmi ‘Sonbahar”, “Kış”, “İlkbahar” ve “Yaz” isimleriyle hazırlandı. Şimdi, “Dört Mevsim Bolu” adlı 25-30 dakikalık bir belgesel hazırlayacağız. Proje kapsamında ayrıca 1-2 dakikalık spot filmler de oluşturulacak. Türkçe’ nin yanı sıra İngilizce ve Rusça versiyonları da olacak tanıtım filmleri ile Bolu’nun cennet doğasını, Türk Cumhuriyetlerinden Rusya’ya, Avrupa’dan tüm dünyaya tanıtacağız. Tanıtım filmlerimizle, dünyayı ve Türkiye’yi doğal güzelliklerimizi görmeye davet edeceğiz. ‘Tabiatın Kalbi’ diye nitelediğimiz şehrimizin etkileyici tüm tabiat güzelliklerini dünyaya göstermeyi hedefliyoruz.

  • Sizce Belediye başkanının başarılı olmasını sağlayan en büyük etken nedir?

Belediyecilik,  hem hizmet üretme hem de gönülleri imar etme sanatıdır. Alt yapıdan üst yapıya, sosyal projelerden kültürel faaliyetlere, sanatı destekleyen çalışmalardan şehrin geleceğini çizen vizyon projelere kadar her yaştan, her kesime, her gönüle hitap eden çalışmalara imza atmalısınız. ‘Durmak yok, yola devam’ bizim ana felsefemiz. Bolu’ya katma değer üretecek yeni projeler için sürekli çalışıyoruz. Biz, ‘Halka Hizmet, Hakka Hizmet’ anlayışının hizmetkarıyız. Hizmetlerimizi de her zaman şeffaflık ilkesiyle yaptık. Halkımıza kapımız hep açık oldu. Göreve geldiğim günden bu yana söz verdiğim gibi 24 saat ulaşılabilen bir başkan olmaya çalıştım. Bizim sevdamız memleket sevdası, memleketimize hizmet sevdası. Sanırım tüm bu iyi niyetle çalışma azmi ve emek, inançla birleşince, ortaya başarı çıkıyor.

  • Büyük hobiniz olan Boluspor hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Boluspor bir sevdadır. Kendimi bildim bileli Bolusporlu’yum ve şehrimizin gururu takımımızın en büyük taraftarlarından biri olduğumu söyleyebilirim. Boluspor, dünyada ‘Spor Kenti’ olarak markalaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen şehrimizin, bu anlamda en büyük değeridir. Bir taraftar olmanın yanı sıra, Belediye Başkanı olarak da Boluspor’un ligdeki başarılarını artırmak, geleceğini sağlamlaştırmak için her türlü çabayı gösterdim ve göstermeye de devam edeceğim. Güzide kulübümüze katkı sağlayacak tüm projeler için de elimi taşın altına koymaktan gurur duyarım.